Van’da su, artık “sudan ucuz” olmaktan çok uzak! Kayyum rejiminin gölgesinde VASKİ, fahiş zamlarla halkın cebini, skandallarla ise kentin geleceğini zehirliyor. Metreküp başına yüzde 103’ü aşan su zammı, icra orduları, keyfi işten atmalar ve Van Gölü’nün kasten kirletilmesi… Bu tablo, kayyum yönetiminin Van’a reva gördüğü adaletsizliğin ve çürümenin yalnızca bir özeti.
Van’da henüz hava paketlenemediği için kayyum rejimi acısını sudan çıkarıyor! Eylül ayı tarifesine göre 1 metreküp suyun Van halkına maliyeti 37,19 TL’den başlayıp 102,58 TL’ye kadar çıkmaktadır. Buna metreküp başına 15,46 TL’den başlayıp 32 TL’ye kadar varan atık su bedeli dahil değildir. Ocak 2025’te 18,33 olan metreküp su fiyatı kayyım geldikten sonra 33,44 TL’ye sonrasında 37,19 TL’ye yükseltilmiştir. Yani Van kayyumu 7 ayda suya yüzde 103 oranında zam yapmıştır. Bu miktarlara ÇTV ve KDV dahil değildir.
VASKİ geçtiğimiz hafta Van halkının büyük çoğunluğunu 3 gün süren bir su kesintisi ile tanıştırmıştır. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışma politikası nedeniyle şehirde hijyen sorunu baş göstermiştir. Her ne kadar aksi yönde açıklama yapılmışsa da sudan kaynaklı bir çok sorunun bu sürede yaşandığı bilinmektedir. Van’da “Sudan ucuz” tabiri anlamını yitirmiştir. Evlerde en yüksek fatura su faturası haline gelmiştir. Diğer faturalarda da enflasyon etkisiyle yükselişler yaşanmışsa da VASKİ şampiyon! Her şeyden önce su faturaları az gelsin diye düşük gelirli, işsiz ve gelirsiz ailelerde su tüketimi doğal olarak sınırlanmaktadır. VASKİ Mesken su kullanımını 3 kategoriye ayırmış ve 15 metreküpe kadar olanlara yukarıda ifade ettiğimiz tarifeyi uygulamaktadır. 16-30 metreküp arası kullanım yapan abonelerde su metreküp fiyatı Eylül ayı için 41,05 TL’dir. Kalabalık hanelerde 30 metreküpün üzerinde kullanım olduğu için metreküp fiyatı 44,80 TL’ye kadar çıkmaktadır.
Van’da kayyım ve AKP rejimi son 10 yılda halkın suyuna yüzde 1800-3000 oranında zam yaptığı tahmin edilmektedir. Birçok konuda olduğu gibi bu konuda net veriler kamuoyuna açıklanmadığı için net bir şey ifade etmek doğru değildir. Ancak bu son 10 yılda VASKİ’nin nitelikli su hizmeti dışında kamuoyunun gündemini işgal ettiğini ifade edebiliriz. Van halkı VASKİ’yi nasıl biliyor diye sorsak ifade ettiğimiz yüksek su faturaları dışında aşağıdaki skandallar kamuoyunun hafızasında sıralanıyor. VASKİ Kayyım yönetimi daha bu yıl içinde önce suya yüzde yüzü aşan zam yapmış, sonra faturasını ödeyemeyenlere yönelik bir “icra ordusu” görevlendirmiştir. Çoğunluğunun “AKP referanslı olduğu” kamuoyuna yansıyan avukatlara, fahiş vekalet ücretleri ödenecek şekilde halktan tahsil edilen icra bedelleri bir tür “yandaş destekleme fonu” işlevi görecektir.
VASKİ skandallarından bir tanesi de “kayyımın keyfi işten atmalar kampanyası” kapsamında 49 VASKİ emekçisini işten atmasıdır. Güya arşiv soruşturması olumsuz sonuçlandığı için işten çıkarılan işçilerin yerine ertesi günden başlanarak yüzlerce kişinin işe alındığı, bunların bir çoğunun yine sadece iktidar partisinin referansıyla işe alındığı ifade ediliyor. Tabi sınav, duyuru vb. süreçlerde şeffaflık hak getire! Bu konuda işten çıkarılan işçiler mahkemeye başvurmuş ve burada da çifte standart açığa çıkmıştır. İşten atan kayyum olunca yargı ve mahkeme süreçleri yavaşlatılmakta ve geciktirilmektedir. Zaten kayyum mahkeme kararları ile işe iade edilmiş birçok kişiyi de işten attığı için kural, kaide, kanun tanımamakta ısrar ediyor. VASKİ-kayyım skandallarından bir tanesi de VASKİ’nin Van gölünü kasten kirletme politikasıdır. 10 yıla yaklaşan kayyım gaspı sürecinde arıtma tesislerini tam olarak aktif hale getirmeyen kayyım-AKP iktidarı DEM partili belediye “sandıkla ve halk iradesiyle iş başına gelir gelmez” 1 milyon 162 bin TL’lik cezayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle kesmişti. Bugün aynı denetimler yapılmıyor ve Van gölü taammüden kirletiliyor.
VASKİ ve Kayyım rejimi Van’ın en büyük değeri olan Van gölünü korumak bir yana bu yönlü göl etrafında her türlü kirlenmeye alan ve imkan açıyor. Van gölü ve kayyım konusu başlı başına bir yazı konusu olduğundan biz VASKİ skandallarını sıralamaya devam edelim. Geçmiş dönem Van halkının “nefretini kazanan” VASKİ Kayyım Genel Müdürü Cem Ülker Kaplan görevi sırasında halka, personele yönelik kaba davranışları ile gündeme gelmişti. Halk iradesi ile kayyım darbecileri devrilince o da kendisine güvenli bir liman olarak Van dışında, “diyet borcu olan bakanlıkta” bir koltuk buldu ve seçimlerden sonra ortalıktan kayboldu. 15 Şubat 2025 tarihinde yapılan son kayyum gaspından sonra “V.” olarak VASKİ Genel müdürü yapılan Emre Eşme’nin kurum internet sitesindeki özgeçmişi de “Genel Müdür V.’den” ibaret. Bu zevatın öncülü olan “Kayseri devşirmesi Mustafa Yalçın”, “Bursa devşirmesi Ulaş Akhan” isimli şahıslar Van’da yıllara sari bir tahribat bırakıp gittiler. Kayyım rejiminin A takımının başını çekenler genelde Van dışından birileri oluyor. Eşme onlardan biri değil ama icraatları onları aratmayacak cinsten devam ediyor.
Van’da özellikle kırsal mahallelerde temiz içme suyuna erişim sorunu yaşayan bölgeler yaşamayan bölgelerden daha çoktur. Küreselleşen temiz suya erişim sorunu için önemli bir aktör olması gereken çevre şehircilik bakanlığı ve VASKİ, Vanlılar için sorunu derinleştiren etkenlere dönüşmüş durumdadır. Van halkının onayı ve rızasını almadan yetkisiz kurullar ve kişiler eliyle Vanlının suyunu zehir eden bu anlayış baştan sona çürüktür. VASKİ mali idaresi şeffaf değildir. Kaç aboneden hem su bedeli hem de abonelik bedeli olarak her dönem ne kadar tahsilat yapıldığı ve bu kamusal gelirin nerelere harcandığı açıklanmalıdır. 10 yıldır Van halkının cebine ortak olan bu kayyım soygununa son verilmeden şeffaflık mümkün değildir. Halkın temiz suya erişim hakkını piyasalaştıran bu anlayış muktedir oldukça Van’da Vangölü, suyu, havası zehirlenmeye devam edecektir. Çözüm; baştan sona kayyım rejimine son vermek, yandaş A takımını görevden uzaklaştırmak ve hesap verebilirlik için geriye dönük inceleme ve soruşturma başlatmakla başlayacaktır.
Bajarhaber